Genç Türbanlı ve Arkadaşı
Zeynep ve Ayşe, üniversitedeki ilk yıllarının heyecanını yaşayan iki yakın arkadaştı. İkisi de geniş bir merak duygusuna sahipti ve her yeni gün, öğrenilecek başka bir şeylerin kapısını aralıyordu. Bir Cuma akşamı, derslerin yoğunluğundan biraz uzaklaşmak için bir kafeye gittiler. Şehirde yeni açılan bu mekanın sıcak atmosferi, ikisinin de hoşuna gitmişti. Zeynep, rengârenk desenlerle süslenmiş başörtüsü ile dikkat çekiyordu. Ayşe ise sade bir stil benimsemişti. Zeynep, "Bu hafta sonu ne yapmayı planlıyorsun?" diye sordu. Ayşe, "Ders çalışmayı düşünüyorum ama cumartesi günü sahilde yürüyüş yapmak güzel olabilir," dedi. İkisi de sakin bir sahil yürüyüşünün harika bir fikir olduğuna karar verdiler. Ertesi sabah, plaj boyunca yürüyüş yaparken, dalgaların kıyıya vuruşunu ve martıların uçuşunu izleyerek huzur buldular. "Havanın nasıl bu kadar ferah olduğu inanılmaz," dedi Zeynep, hafif bir rüzgarla başörtüsünü düzeltirken. Ayşe, "Evet, bütün haftanın stresini alıp götürüyor," diye ekledi. Beraber geçirdikleri bu saatler, onlara dostluğun ve doğanın ne kadar değerli olduğunu hatırlattı. Günün sonunda, ikisi de enerji dolu ve yenilenmiş bir şekilde evlerine döndüler. Bir başka macera için sözleşmişlerdi bile.
